30 Eylül 2012 Pazar

99

30 Eylül 2012 Pazar

13 yıl oldu… Her aklıma geldiğinde şükrediyorum o yaz o felaket yaşandığı ve birlikte o kadar zaman geçirebildiğimiz için. Keşke gitmeseydin demiyorum, olduğun yerde seni huzursuz etmek istemem. Ama hiç olmazsa rüyama daha sık gel…  Birlikte hamburger yiyip, Yalan Rüzgarı’nı izleyelim.

29 Eylül 2012 Cumartesi

şekpir&hamlet

29 Eylül 2012 Cumartesi

Annem beni parka götürdü bu akşam. Önce birlikte sallandık, sonra ben onu salladım. Sonraaa, ata bindim! Ben atta ileri geri sallanırken, Ece geldi. Beni atla tanıştırdı. Fırtına imiş adı. Ben atımı onunla paylaştım. Onu da babası getirmişti. Büyükler etraftaki evlerin durumundan, konumundan, değerinden bahsederken biz Ece ile arkadaş olduk. Bana kuşları Şekpir ve Hamlet’ten bahsetti. Ben de ona Shakespeare ile Hamlet’in kim/ne olduğundan.  Sonra diğer atla tanıştırdı beni. Onun da adı Rüzgar imiş. Ece de ona bindi. Birlikte sohbet ettik, bana İstiklal Marşı’nın 6 kıtasını okudu! Yaşının henüz 4 olduğunu ve okula gitmediğini söylememiştim di mi? Abisi evde sesli okuyarak ezberlemeye çalışırken o ezberleyivermiş. Tekrar oynamak için sözleşmedik ama umarım tekrar karşılaşırız! :)

28 Eylül 2012 Cuma

çöp

28 Eylül 2012 Cuma

Çok çalışıyorum. Hayatımda hiç olmadığı ve hiç olacağını düşünmediğim yoğunlukta. Memnunum da halimden. Yaptığım işi ve olduğum ortamı sevmem bir tarafa, bir şeyler ortaya çıkarmak, şekil vermek, yönlendirmek çok büyük haz veriyor.
Ortalama haftada dört akşam saat 9’a kadar çalışıyorum, şimdiler de hafta sonu da çalışmaya başladım. Velhasılı iş dışında geçirdiğim saatler kıymete bindi artık. Sonuna kadar değerlendirmek, boş geçirmemek istiyorum. Tam da bu hissiyatla, Cuma akşamı da hazır mesaiye kalmamışken, yapılabilecek en kötü şeyi yaptık ve o filme gittik! Sakın ola, aman diyeyim, biz ettik siz etmeyin. Çanakkale Çocukları filmine gitmeyin. Hem iki saatinizi, hem paranızı, hem de içinde bulunduğunuz iyi ruh halini çöpe atmış olursunuz. Hakkında yorum yapmak bile istemiyorum, o kadar yani.

14 Eylül 2012 Cuma

Lambadan cikan mesaj

14 Eylül 2012 Cuma
Kitabimi balkonda okuyayim dedim, malum balkon sefasinin son demleri olabilir yazin son gunlerinde olmamiz sebebiyle... Baktim hava kararmaya donmus, birkac mum yaktim gorebileyim diye. Ben cikana kadar iyice kararinca gomuldum ben de kitabin ustune. Mumlar azami yakinlikta, neredeyse saclarim tutusacak... Gozlerim yoruldu iyice. Arkama yaslandim biraz gozlerimi dinlendirmek icin, bir de ne fark edeyim? Etraf nispeten daha aydinlik! Allah Allah, nasil yani dememle neredeyse basimin hemen ustundeki lambayi farketmem bir oldu! Meger ben daha iyi gorecegim diye kitabin uzerine egilmekle isigimi kendim engelliyormusum.
Kabul ediyorum, bu bir saskalozluk ornegi olabilir; ama ben bunu bir mesaj olarak algilamayi tercih ediyorum. Bu aralar boyle bir isarete ihtiyacim vardi cunku...
Demek ki neymis, bir seyler icin sartlari zorlamak, gereksiz cabalamak yerine, her seyi oluruna birakmak gerekiyormus bazen. Bu da sana ders olsun hanim!

Aile

Aile olmak, evde sabah haberlerini dinlerken sicak cay esliginde kahvalti etmek demek... Belki bir de bir demet beyaz cicek masanin ortasinda...
Boyle baslayan gun, nasil guzel gecmez ki?

12 Eylül 2012 Çarşamba

Hosgeldin Defnesu

12 Eylül 2012 Çarşamba
Bu sene cok bereketli geciyor. Sabirsiz bebisimiz Mira Elis'ten sonra ikinci kizimiz Defnesu da bekledigimizden 20 gun once, dun aramiza katilmayi secti. O kadar beklenmedik bir durumdu ki, annesi isten hastaneye, doguma gitmek durumunda kaldi; ama cok sukur ki ikisi de gayet iyi. Defnesu hayatimda gordugum en guzel yenidogan. Allah bahtini guzel etsin diyelim.
Ben de her ne kadar onu gormek icin sabirsizlansam ve heyecandan ellerim titreyerek yapmis olsam da is cikisi eve gidip asagidaki kurabiye buketini yapmadan hastaneye gitmedim. Aceleye geldigi icin cok sahane olmasa da annesini fazlasiyla mutlu etmeye yetti :)

11 Eylül 2012 Salı

Saglik

11 Eylül 2012 Salı
Saglikli yasamin ilk gunu... Bu sabah yumurtaya ceviz bandik :)

7 Eylül 2012 Cuma

Operasyon

7 Eylül 2012 Cuma
Cesitli yerlerinden hasar gormus, parcalari kirilmis ve hatta kirilan parcalari kaybolmus biblolari eski guzel goruntulerine kavusturma operasyonumuz basariyla sonuclanmistir :) kayip parcalar icin dugmemi kullansam, kartondan mi kessem diye dusunurken, uzun zamandir elime almadigim polimer killerin aklima gelmesiyle neredeyse orijinalinden ayirt edilmeyen bir palyaco sol kolumuz ve mickey sag kulagimiz oldu. Acaba estetik cerrah mi olmaliydim :)

5 Eylül 2012 Çarşamba

Paket

5 Eylül 2012 Çarşamba
Bir gunde uc paket, iceriklerini bilsem bile kapiya kosa kosa goturen. En guzeli de 2007'den beri yeni kitabini sabirsizlikla bekledigim İhsan Oktay Anar'in Yedinci Gun'u! Kitap okuma hizimi azami duzeye cikaran sahane yazar... Umarim Puslu Kitalar Atlasi citasini asmistir, asmasa da raziyim, gerci, yazan o olsun da...
 
naeknhu © 2008. Design by Pocket