20 Ekim 2010 Çarşamba

tatlı telaş

20 Ekim 2010 Çarşamba
Tatlı telaş dedikleri bu muymuş? Sürekli bir yerlere koşturma halinde, sürekli yorgunluk ama o yorgunlukla yattığın halde heyecandan bir türlü uyuyamama... Gözümü kapattığımda fuşya rengi kelebekler görüyorum :)
Nasıl derler, Allah utandırmasın...

14 Ekim 2010 Perşembe

ihtar

14 Ekim 2010 Perşembe
Mühendis hanım mühendis hanım! Kaldırın sayıların, makinelerin, hesapların başından kafanızı da biraz insanlığınıza dönün. İnsaları sınıflandırmamanız gerektiğini hatırlayın mesela. Evet, ürünleri sınıflandırabilirsiniz belli bir tekniğe göre. Evet, siparişlerinizi sınıflandırırsanız planlamanız daha kolay olabilir ama sanki çok matah bir mühendis oldunuz da bunu hayatta da uygulamaya kalkıyorsunuz! Üç tane soru sor, şu durumda ne demişti, buna nasıl tepki vermişti, şurda nasıl bakmıştı... Hemen koy bir sınıfa; anlayışlı, gerikafalı, yobaz... Yok efendim, bu işler böyle değil. İnsanda genelgeçer tepkilerden ziyade ana/olaya/kişiye/geçmişe göre değişen tepkiler olabilir, unuttun mu? Hani ruhbilim, toplumbilim filan... Her şeyi matematik hesaplardan, evrensel kanılardan mı ibaret sanmıştın? Al bak pörtledin işte. Yarıldı kafa, göz. İçin acır şimdi böyle. Bu kafayla gidersen daha çok acıyacağa da benzer.
Çok değil, şöyle 1-1,5 sene önceye dönsen bari. Ne bu şiddet, bu celal? Kendine ediyorsun farkında değilsin. Ne yaparsın, ne edersin bilmiyorum ama bir an önce toparlansan iyi olur. Yoksa püskürttüm sandıklarının ateşinde sen yanacaksın...

6 Ekim 2010 Çarşamba

18

6 Ekim 2010 Çarşamba

Bu fotoğrafın üstünden 6 yıl geçtiğine inanamıyorum!

5 Ekim 2010 Salı

tepetaklak

5 Ekim 2010 Salı
Bazen böyle tepetaklak başlar günler. Sabah uyanırsın, evde süt kalmadığı için müsli yiyemezsin. Bi tost yapayım dersin, o da ne bir dilim kaşar ya var ya yok… Neyse sorun değil, 5 dk erken çıkar pastaneden simit alırım dersin. Pastaneye gittiğinde “hanfendi simidim 5 dk sonra çıkıyor” lafıyla karşılaşırsın. 5 dakika sonra servis durağında olman gerektiğinden bekleyemez, poğaça alır çıkarsın. İş yerin sadece 6 km uzaklıktadır ama o gün o 6 km’yi yarım saatte gidecek kadar trafik vardır…

İş yerine gelirsin, öğrenirsin ki zaten iki ay gecikmiş olan maaşın ödeme gelirse Perşembe günü verilecekmiş, gelmezse “Allah kerim”. Neyse ev geçindirmiyoruz çok şükür der odana geçersin. Bir de bakarsın ki yardımcın işe gelmemiş, hastaymış. Onun işleri de sana kalır. İşle ilgili sorunlar zaten hiç bitmez ya, bombardıman başlamıştır.

Sevdicekle adam akıllı görüşmeyeli günler, haftalar olmuştur. Çarşambaya bel bağlarsın. Çünkü kaçırırsan en erken cumartesi olacaktır. Bir mesaj gelir; “Çarşamba saat 19:00’da mhk-tff” diye başlar. Tanımadığın isimler, anlamadığın şeyler yazan kısımları hızlıca geçersin ve son cümle: “tüm klasman hakemlerinin katılımı zorunludur. ”

Hani bunun üzerine sigaradan tiksinen ben neredeyse “Kenan, bir kahve bi de kısa marlboro” diyeceğim, o kadar yani… En iyisi her şeyi bir kenara bırakıp bir kahkaha atayım, böyle zamanlarda iyi geliyormuş, bakalım işe yarayacak mı?
 
naeknhu © 2008. Design by Pocket