18 Kasım 2012 Pazar
Uyusam
18 Kasım 2012 Pazar
Dun gece 14 saat calismadan sonra 11'de eve geldim. Bu sabah 8'de kalkip ise gittim. 3'e kadar calistim. Bu gece 14 kisi misafir agirladik. 1'i geciyodu gittiler. Onlar gittikten sonra evi toparladim, makineyi yerlestirdim... Ve su anda uyuyamiyorum.. Ustune ustluk cin gibiyim :)) Bu arada 30 ekimden beri iki gun normal mesai bitiminde ciktim, toplamda iki gun hafta sonu tatili yaptim. Farkinda olmadan doping filan mi aldim acaba?
22 Ekim 2012 Pazartesi
21 Ekim 2012 Pazar
vaftiz
21 Ekim 2012 Pazar
Tanıdığım en güleç bebeğin vaftizi vardı bugün; Şant'ın. Adıyla yaşasın...
İki hafta sonu, dört gün, beş kutlama, üç bebek... Ne mutlu! :)
İki hafta sonu, dört gün, beş kutlama, üç bebek... Ne mutlu! :)
20 Ekim 2012 Cumartesi
40 uçurma
20 Ekim 2012 Cumartesi
Defne Su'nun kırkını uçurmaya bana geldiler sevgili kuzenlerim. Ben de bu vesileyle hem kendime ana okulu faaliyetinden bozma faaliyetler yarattım, hem de anane adı altında yeni batıl inançlar edindim :) Aslında bunları inanç olarak değil, sadece kültürümüzün bir
parçası ve bir nevi iyi dualar olarak görüyorum. Pek tabii ki saçına un
sürerek ömrünü tayin etmiyoruz ama uzun ömürlü olmasını dilemenin
görselleştirilmiş hali diye düşünüyor ve uygulamaktan keyif alıyorum.

Geçen hafta başlayan kutlamalar hız kesmeden farklı vesilelerle devam ediyor. Kaldı iki! :)
14 Ekim 2012 Pazar
teklif
14 Ekim 2012 Pazar
Güzel olaylar silsilesi vol.3'te bir evlilik teklifi var! Birkan'dan Neşe'ye! Birkan'ın duygusal bir çocuk olduğunu bilirdik de, bu kadar başarılı ve ince bir organizasyon her yiğidin harcı değildir. Afferin ona :) Özel hayata gireceğinden organizasyona dair detayları buraya not düşemiyorum ama organizasyonun baş kahramanlarından şişelerden bahsetmeden edemeyeceğim. Şişecikler o kadar güzeldi ki, dekoratif amaçlı kendi kendime notlar yazasım geldi :)
Organizasyonda bittabi şekerleme işi bana düştü.
Ve "Evet" dedi! :) Umarım bugünkü heyecanınızı ve mutluluğunuzu hiç unutmazsınız ve hep içinizde taşırsınız! Elleriniz hiç ayrılmasın!
Organizasyonda bittabi şekerleme işi bana düştü.
Ve "Evet" dedi! :) Umarım bugünkü heyecanınızı ve mutluluğunuzu hiç unutmazsınız ve hep içinizde taşırsınız! Elleriniz hiç ayrılmasın!
12 Ekim 2012 Cuma
kutlama
12 Ekim 2012 Cuma
Bu akşam kutlama gecesi olduğuna göre Mira'nın hazırlıkları hariç kalan
1,5 akşamımda boş oturmak olur muydu? Üstelik kutlamanın sebebi
annecikse! İşte bu da kalan 1,5 akşamın ürünü :)
İçi de dışı da tamamen doğaçlama bir pasta olmasına rağmen pek içime
sindi, pek kibar oldu. Gerçi eminim 1-2 sene sonra bu fotoğrafa
baktığımda içime sinen pasta bu muymuş diye kendime kızacağım ama ilerlemenin göstergesi budur değil mi :)
mira elis
Güzel olaylar silsilesi Mira Elis'in bebek mevlütü ile başlıyor! Hazırlıklarımız tamam. Ben Maslow amcanın 4-5. basamağıyla ilgilenen "teyze" olarak insanların hayati fonksiyonlarına katkısı olmayan, çoğu için önemsiz/gereksiz ve belki de fark edilmeyecek detaylara 2,5 akşamımı verdim, çok mutluyum! Gerçekten herhangi birinin bunları takdir etmesi ya da bunlardan mutlu olmasını hiç önemsemiyorum, ben bunları yaparken fazlasıyla mutlanıyorum. Yoksa mazoşist değilim bütün gün çalışıp, üstüne mesai yapıp eve gelip bir de incik cincik bunlarla uğraşayım :)
8 Ekim 2012 Pazartesi
sapanca
8 Ekim 2012 Pazartesi
19 gün içinde sadece bir gün tatil yapmanın acısını çıkarmak, kendimizi biraz şımartmak için Sapanca'ya gidelim dedik bey koca ile baş başa. Plan sadece vücudumuzu ve ruhumuzu dinlendirmek üzerine kuruluydu. Çarşamba akşamı Özlem, Martin ve özellikle Mira'ya "hoşgeldin"e gittiğimizde Martin'in hamam diye sayıkladığını görünce maaile gitmeye karar verdik. İyi de ettik. Dönüş trafiği bütün hafta sonunun dinlenmişliğini alsa da; muhteşem havada ormanda yürümenin, abhyanganın ve ormana bakan pencerenin önünde ayaklarımı uzatarak kitap okumanın tadı damağımda!
5 Ekim 2012 Cuma
30 Eylül 2012 Pazar
29 Eylül 2012 Cumartesi
şekpir&hamlet
29 Eylül 2012 Cumartesi
Annem beni parka götürdü bu akşam. Önce birlikte sallandık,
sonra ben onu salladım. Sonraaa, ata bindim! Ben atta ileri geri sallanırken,
Ece geldi. Beni atla tanıştırdı. Fırtına imiş adı. Ben atımı onunla paylaştım.
Onu da babası getirmişti. Büyükler etraftaki evlerin durumundan, konumundan,
değerinden bahsederken biz Ece ile arkadaş olduk. Bana kuşları Şekpir ve
Hamlet’ten bahsetti. Ben de ona Shakespeare ile Hamlet’in kim/ne olduğundan. Sonra diğer atla tanıştırdı beni. Onun da adı
Rüzgar imiş. Ece de ona bindi. Birlikte sohbet ettik, bana İstiklal Marşı’nın 6
kıtasını okudu! Yaşının henüz 4 olduğunu ve okula gitmediğini söylememiştim di
mi? Abisi evde sesli okuyarak ezberlemeye çalışırken o ezberleyivermiş. Tekrar
oynamak için sözleşmedik ama umarım tekrar karşılaşırız! :)
28 Eylül 2012 Cuma
çöp
28 Eylül 2012 Cuma
Çok çalışıyorum. Hayatımda hiç olmadığı ve hiç olacağını
düşünmediğim yoğunlukta. Memnunum da halimden. Yaptığım işi ve olduğum ortamı
sevmem bir tarafa, bir şeyler ortaya çıkarmak, şekil vermek, yönlendirmek çok
büyük haz veriyor.
Ortalama haftada dört akşam saat 9’a kadar çalışıyorum,
şimdiler de hafta sonu da çalışmaya başladım. Velhasılı iş dışında geçirdiğim
saatler kıymete bindi artık. Sonuna kadar değerlendirmek, boş geçirmemek
istiyorum. Tam da bu hissiyatla, Cuma akşamı da hazır mesaiye kalmamışken,
yapılabilecek en kötü şeyi yaptık ve o filme gittik! Sakın ola, aman diyeyim,
biz ettik siz etmeyin. Çanakkale Çocukları filmine gitmeyin. Hem iki saatinizi,
hem paranızı, hem de içinde bulunduğunuz iyi ruh halini çöpe atmış olursunuz. Hakkında
yorum yapmak bile istemiyorum, o kadar yani.
14 Eylül 2012 Cuma
Lambadan cikan mesaj
14 Eylül 2012 Cuma
Kitabimi balkonda okuyayim dedim, malum balkon sefasinin son demleri olabilir yazin son gunlerinde olmamiz sebebiyle... Baktim hava kararmaya donmus, birkac mum yaktim gorebileyim diye. Ben cikana kadar iyice kararinca gomuldum ben de kitabin ustune. Mumlar azami yakinlikta, neredeyse saclarim tutusacak... Gozlerim yoruldu iyice. Arkama yaslandim biraz gozlerimi dinlendirmek icin, bir de ne fark edeyim? Etraf nispeten daha aydinlik! Allah Allah, nasil yani dememle neredeyse basimin hemen ustundeki lambayi farketmem bir oldu! Meger ben daha iyi gorecegim diye kitabin uzerine egilmekle isigimi kendim engelliyormusum.
Kabul ediyorum, bu bir saskalozluk ornegi olabilir; ama ben bunu bir mesaj olarak algilamayi tercih ediyorum. Bu aralar boyle bir isarete ihtiyacim vardi cunku...
Demek ki neymis, bir seyler icin sartlari zorlamak, gereksiz cabalamak yerine, her seyi oluruna birakmak gerekiyormus bazen. Bu da sana ders olsun hanim!
Kabul ediyorum, bu bir saskalozluk ornegi olabilir; ama ben bunu bir mesaj olarak algilamayi tercih ediyorum. Bu aralar boyle bir isarete ihtiyacim vardi cunku...
Demek ki neymis, bir seyler icin sartlari zorlamak, gereksiz cabalamak yerine, her seyi oluruna birakmak gerekiyormus bazen. Bu da sana ders olsun hanim!
Aile
Aile olmak, evde sabah haberlerini dinlerken sicak cay esliginde kahvalti etmek demek... Belki bir de bir demet beyaz cicek masanin ortasinda...
Boyle baslayan gun, nasil guzel gecmez ki?
Boyle baslayan gun, nasil guzel gecmez ki?
12 Eylül 2012 Çarşamba
Hosgeldin Defnesu
12 Eylül 2012 Çarşamba
Bu sene cok bereketli geciyor. Sabirsiz bebisimiz Mira Elis'ten sonra ikinci kizimiz Defnesu da bekledigimizden 20 gun once, dun aramiza katilmayi secti. O kadar beklenmedik bir durumdu ki, annesi isten hastaneye, doguma gitmek durumunda kaldi; ama cok sukur ki ikisi de gayet iyi. Defnesu hayatimda gordugum en guzel yenidogan. Allah bahtini guzel etsin diyelim.
Ben de her ne kadar onu gormek icin sabirsizlansam ve heyecandan ellerim titreyerek yapmis olsam da is cikisi eve gidip asagidaki kurabiye buketini yapmadan hastaneye gitmedim. Aceleye geldigi icin cok sahane olmasa da annesini fazlasiyla mutlu etmeye yetti :)
Ben de her ne kadar onu gormek icin sabirsizlansam ve heyecandan ellerim titreyerek yapmis olsam da is cikisi eve gidip asagidaki kurabiye buketini yapmadan hastaneye gitmedim. Aceleye geldigi icin cok sahane olmasa da annesini fazlasiyla mutlu etmeye yetti :)
11 Eylül 2012 Salı
7 Eylül 2012 Cuma
Operasyon
7 Eylül 2012 Cuma
Cesitli yerlerinden hasar gormus, parcalari kirilmis ve hatta kirilan parcalari kaybolmus biblolari eski guzel goruntulerine kavusturma operasyonumuz basariyla sonuclanmistir :) kayip parcalar icin dugmemi kullansam, kartondan mi kessem diye dusunurken, uzun zamandir elime almadigim polimer killerin aklima gelmesiyle neredeyse orijinalinden ayirt edilmeyen bir palyaco sol kolumuz ve mickey sag kulagimiz oldu. Acaba estetik cerrah mi olmaliydim :)
5 Eylül 2012 Çarşamba
Paket
5 Eylül 2012 Çarşamba
Bir gunde uc paket, iceriklerini bilsem bile kapiya kosa kosa goturen. En guzeli de 2007'den beri yeni kitabini sabirsizlikla bekledigim İhsan Oktay Anar'in Yedinci Gun'u! Kitap okuma hizimi azami duzeye cikaran sahane yazar... Umarim Puslu Kitalar Atlasi citasini asmistir, asmasa da raziyim, gerci, yazan o olsun da...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)