12 Eylül 2011 Pazartesi

vay canına

12 Eylül 2011 Pazartesi
Teknolojik gelişmelerin günlük hayata yansımaları beni fevkaladenin fevkinde heyecanlandırıyor. Galiba avcı Yaşar eniştenin tavşan gördüğünde nefesinin kesilmesi gibi bir şey :) Benim de mühendis dürtülerim harekete geçiyor ve kalbim hızla çarpmaya başlıyor “Vay canına! Vay canına!” nidaları arasında :)


Havaalanında otoparka girerken bilet alma düğmesine basıyorsunuz ve çıkan biletin üstünde arabanın plakası oluyor. Yani tamam kamera fotoğrafını çekiyor, plakayı algılıyor, okuyor filan da… Her plakanın yüksekliği, yazı karakteri, yataydaki konumu aynı değil ki. Ey mübarek nasıl da okuyorsun anlıyorsun ya hu. G’yi 6 okuyabilirsin mesela ama yok, hata yok…

Teknik detayını bildiğim halde buna bile yeterince şaşırırken hafta sonu bir adım ötesiyle karşılaştım. Bu otoparka girerken bilet milet almıyosun. Ama girişinde ücret tarifesi var. Allah Allah nereden bilecekler ki kaç saattir içerde olduğumuzu derken çıkışta aldık ağzımızın payını. Bu sistem de giriş ve çıkışta aracın fotoğrafını çekiyor ve eşleştirip ödeyeceğin ücreti belirliyor. Bir “vay canına!” daha.

Bir tane de carrefour’un manav reyonuna gelsin. Tartma işlemi kasada, ya da manav reyonunda oturup sürekli ürün çeşidi girip düğmeye basan biri tarafından yapılmıyor. Müşteri kendi tartım işlemini kendi yapıyor. Bu sistem migros jet kasalarda da var ama jet kasalarda ana gruptan birkaç aşamada alacağın ürün grubuna ulaştırarak seçim yapmanı sağlıyor. Domates yerine kabağı seçersen bunu fark edecek ve uyaracak bir önlem yok. Carrefour’da ise ürünü tartıya koyduğunda karşına seçenekler geliyor ve %90 ihtimalle ilk seçenekte, kalan %10 ihtimalde de ikinci seçenekte koyduğun ürün yer alıyor. Bu da bende hayranlık uyandıran bir teknoloji. Evet, bu da diğerleri gibi çok basit. Renk algılayıcıları sayesinde zaten dar bir gruba indiriyor seçenekleri… Ama yine de hayranlık uyandırıcı işte!

Millet uzaya gidiyor, ben daha bunlara hayran kalıyorum :)

0 yorum:

 
naeknhu © 2008. Design by Pocket