Böyle cama yapışmış "part" diyordu. Üç kelimelik kelime hazinesinin en değerli parçası! O sırada annem de ekmek alınması gerektiğini söyleyince giydirdim ufaklığı, tuttum elinden "part"a götürdüm. Bir pazar sabahı ekmek almaya gitmek için can atacağım hiç aklıma gelmezdi.
Sonra tünele girmesini söyleyip öbür ucuna koştum, oradan geçsin diye. İlk başta ayakta geçmeye çalıştı, sonra eğilmekten yorulup emeklemeye başladı. En son da döner kaydırağa yönlendirdim. Artık ilk merdiveni çıktıktan sonra duruyor, ve bir tercih yapıyordu. Bir çocuğun şekillenmesine tanık olmak muhteşem bir şey!
Daha sonra kaydıraktan yukarı tırmanmaya çalıştı, hayır olmaz deyip kucağıma alıp yere koymaktansa, durdum, seyrettim. Nasıl olsa çıkamayacaktı. Çıkamadı da... Ve geri inip merdivene yöneldi. Böylelikle kaydırağın yukarı çıkmak için uygun olmadığını "öğrendi". Eğer şimdi bunu öğrenemeseydi, müdahale edip bunu görmesine engel olsaydım iki sene sonra onun yukarı çıkmaya gücü yettiğinde bunu yapmaması gerektiğini anlamak çok daha zor olurdu. En azından ben 1,5 senelik çocuklarla haşır neşirlik tecrübeme dayanarak böyle olduğunu düşünüyorum.

4 yorum:
ama yine de kaydıraktan yukarı çıkmak, isyanın ilk dışa vurumu değil mi? hadi söyle sen de sevmez miydin : )
alt fotograftaki neşe & bebek iletişimi için daha disiplinli ve daha kuralcı yorum;
- hayır ağlamamalı, öğrenmeli ağlamaması gerektiğini.. ağlamaktansa ne istediğini söylemeli mesela yada ne bileyim hissettirmeli bana...
bana bak çocuk, benimle dalga geçme! :) bir gün neşe tarzı eğitim modeli yaygınlaşırsa benimle gurur duymaktan men ederim seni ona göre :)
itiraf edeyim, ben salıncakta ayakta sallananlara da kaydıraktan çıkanlara da uyuz olurdum. illa asi olacaklarsa ne bileyim salıncak en tepedeyken üstünden kumlara atlasınlar. benim beyaz şortumu kirletmesinler ama :)
Yorum Gönder