Hadi bir oyun oynayalım :)
Adı da “Faili Meçhul Kıyak” olsun. Veya “FMK Hareketi!”
Ufak şeylerle insanları mutlu ederek mutlu olmak… Hem de anonim biri olarak!
Tanımadığımız birilerine ufak bir iyilik yapıyoruz ve o kişi bunu kimin yaptığını bilmiyor. Çıkar düşünmeksizin kıyak yapmak ve o kişinin mutlu olmasını sağlamaktan söz ediyorum.
…
Yaratıcılığa son derece açık. Önce bir kartımız var, ondan bahsedelim.
Basitce tasarlanmış bu kartın sekiz adetini bir A4′e yerleştirdik. Dilerseniz bu A4′ü basıp sekiz tanesini aynı anda elde etmek mümkün. [Standart yazıcılar keşke lamine baskı da yapabilse!]
Kart oyunun bulaşıcılığı ve devamı için gerekli. [Bir de "aa bak birisi burada ne unutmuş" denmemesi için!] Kime, ne zaman, hangi şartlarda bir kıyak yapacağımız da zaten belli olmaz. O yüzden bunları kesip cüzdanda taşıyoruz :)
Şimdi ilk etapta aklıma gelen birkaç fikir:
*Köprü gişesinde arkadaki arabanın parasını vermek ve hızla uzaklaşmak. Gişe görevlisinden kartı arkadaki arabanın şöförüne vermesini rica ediyoruz.
*Yaz sıcağında kalabalık bir belediye otobüsünün içinde buz gibi bir kasa kolayı unutmak (kartlar kolalara iliştirilmiş.)
*Uzun yıllar bakımsız kalan bir mezarı temizlemek ve çiçek dikmek. Kartı mezara bırakıyoruz. Oradan geçen birilerinin belki dikkatini çeker.
*Karta ataçlanmış 10 TL’lik bir banknotu yolda düşürmek.
*Birinin posta kutusuna gelen elektrik veya su faturasını alıp, ödemek. Sonrasında faturayı makbuz ve kartla beraber posta kutusuna geri koymak.
*Haftalardır pis kalmış bir arabayı gece yıkamak ve sonrasında kartı sileceğe iliştirmek.
*Vapur iskelesinde veya metroda turnikelerden birinin üstüne karta ataçlanmış bir jeton bırakmak.
*Sipariş verdiğimiz (bir alana ikincisi bedava) pizzayı komşumuzun zilini çalarak kapısına bırakıp kaçmak (kart pizza kutusunun içinde.)
*Apartmanda kapı önlerine konan çöp torbalarını kapıcıdan önce toplamak ve kartı kapıcının oturduğu evin kapısının altından içeri atmak.
*Görme engelli bir kişiye, yolda ona etrafındakileri anlatarak yardımcı olmak. [Bunu Amelie filminde gördüm!] Kartı o kişinin cebine atıyoruz. Belki bir yakını bulup okur sonradan ona.
*Desteğe muhtaç (lösemili çocuklar gibi) bir derneğin kapısına sabaha karşı içi oyuncak dolu bir sandık bırakmak (kart sandığın içinde.)
*Otomat, ankösörlü telefon veya atari salonlarındaki oyunlara karta ataçlanmış bir jeton bırakmak.
*Bakımsız bir bahçeyi tertemiz yapıp ortasına iki çiçek dikmek ve kartı sonradan çiçeğe bağlamak.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün tabii ki. Siz de aklınıza gelenleri burada paylaşırsanız mutlu olurum.
Ben ilk kartları kesip cüzdanıma koydum. Gördükçe hatırlamak adına bile faydası olacak.
Hadi abartalım; bu kartlardan birinin yarın dönüp dolaşıp (ve hala sağlam kalıp :) bize ulaştığını düşünsenize…
Kelimelerin yetersiz kaldığı… hatta nefesimizin kesildiği an olmaz mı o an?
Adı da “Faili Meçhul Kıyak” olsun. Veya “FMK Hareketi!”
Ufak şeylerle insanları mutlu ederek mutlu olmak… Hem de anonim biri olarak!
Tanımadığımız birilerine ufak bir iyilik yapıyoruz ve o kişi bunu kimin yaptığını bilmiyor. Çıkar düşünmeksizin kıyak yapmak ve o kişinin mutlu olmasını sağlamaktan söz ediyorum.
…
Yaratıcılığa son derece açık. Önce bir kartımız var, ondan bahsedelim.
Basitce tasarlanmış bu kartın sekiz adetini bir A4′e yerleştirdik. Dilerseniz bu A4′ü basıp sekiz tanesini aynı anda elde etmek mümkün. [Standart yazıcılar keşke lamine baskı da yapabilse!]
Kart oyunun bulaşıcılığı ve devamı için gerekli. [Bir de "aa bak birisi burada ne unutmuş" denmemesi için!] Kime, ne zaman, hangi şartlarda bir kıyak yapacağımız da zaten belli olmaz. O yüzden bunları kesip cüzdanda taşıyoruz :)
Şimdi ilk etapta aklıma gelen birkaç fikir:
*Köprü gişesinde arkadaki arabanın parasını vermek ve hızla uzaklaşmak. Gişe görevlisinden kartı arkadaki arabanın şöförüne vermesini rica ediyoruz.
*Yaz sıcağında kalabalık bir belediye otobüsünün içinde buz gibi bir kasa kolayı unutmak (kartlar kolalara iliştirilmiş.)
*Uzun yıllar bakımsız kalan bir mezarı temizlemek ve çiçek dikmek. Kartı mezara bırakıyoruz. Oradan geçen birilerinin belki dikkatini çeker.
*Karta ataçlanmış 10 TL’lik bir banknotu yolda düşürmek.
*Birinin posta kutusuna gelen elektrik veya su faturasını alıp, ödemek. Sonrasında faturayı makbuz ve kartla beraber posta kutusuna geri koymak.
*Haftalardır pis kalmış bir arabayı gece yıkamak ve sonrasında kartı sileceğe iliştirmek.
*Vapur iskelesinde veya metroda turnikelerden birinin üstüne karta ataçlanmış bir jeton bırakmak.
*Sipariş verdiğimiz (bir alana ikincisi bedava) pizzayı komşumuzun zilini çalarak kapısına bırakıp kaçmak (kart pizza kutusunun içinde.)
*Apartmanda kapı önlerine konan çöp torbalarını kapıcıdan önce toplamak ve kartı kapıcının oturduğu evin kapısının altından içeri atmak.
*Görme engelli bir kişiye, yolda ona etrafındakileri anlatarak yardımcı olmak. [Bunu Amelie filminde gördüm!] Kartı o kişinin cebine atıyoruz. Belki bir yakını bulup okur sonradan ona.
*Desteğe muhtaç (lösemili çocuklar gibi) bir derneğin kapısına sabaha karşı içi oyuncak dolu bir sandık bırakmak (kart sandığın içinde.)
*Otomat, ankösörlü telefon veya atari salonlarındaki oyunlara karta ataçlanmış bir jeton bırakmak.
*Bakımsız bir bahçeyi tertemiz yapıp ortasına iki çiçek dikmek ve kartı sonradan çiçeğe bağlamak.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün tabii ki. Siz de aklınıza gelenleri burada paylaşırsanız mutlu olurum.
Ben ilk kartları kesip cüzdanıma koydum. Gördükçe hatırlamak adına bile faydası olacak.
Hadi abartalım; bu kartlardan birinin yarın dönüp dolaşıp (ve hala sağlam kalıp :) bize ulaştığını düşünsenize…
Kelimelerin yetersiz kaldığı… hatta nefesimizin kesildiği an olmaz mı o an?
2 yorum:
10tl'ye maruz kalabilirim
hatta her gün
pizza da olur
maddiyatçılığın bu kadarı!
:)
Yorum Gönder