Sanırım demin yalan söyledim. Cuma günü Bakırköy'deydim yahu. Çıkmışım işte... Birkan Bey, Hande Hanım ve Eylül Hanım ile buluştuk. Özlemişim kerataları. Birkan Bey'in TUS'u kötü geçmiş. Yolcu kendileri. Mecburi hizmet... Hande Hanım da uzun vadede yolcu gibi gözüküyor ama benden duymamış ol blog.
O gün iştirak edemedi diye ertesi gün bize geldi Cansu Hanım. 1 saat durup kalkacaktı... Ama o kadar çok şey birikmiş ki saate bakmak aklımıza geldiğinde 3 saat geçmişti bile. Gazoz açacağı almış bana. Sırf kullanabilmek için on yüz milyon soda açıp dizecektim az kalsın önüne :) çok çılgın bi'şey, buzdolabına bile yapışıyo :)
Ertesi gün de bayram olması münasebetiyle ailenin kalan son neferini ziyaretin akabinde Alper Bey ile görüştük. Bayram ziyaretlerini tek hanede bitirmek enteresan bir durummuş. Eğer ağrıdan kıvrandığın bir günse güzelmiş mesela.
Pazartesi, salı malum... Ben de nereye gidiyor bu günler diyorum. Halbuki seni işlevsel kullansam anlayacağım günlerin nereye gittiğini di mi blog?
Böyleyken böyle.
Arrivederci!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder