3 Mayıs 2009 Pazar

3 Mayıs 2009 Pazar
Güne damgasını vuran konuşmalar:

Kahramanımızı resmetme esnasında:
-Neşe abla bu türban olmuş mu? Benim annem türbanlı da...

Resmin sunumu esnasında:
-Senin annen kapalı mııı?

Ben kimim kağıdında "en sevmediğim şey":

-Tülbent

7-9 yaş aralığında ancak bu kadar güzel ayrımcılık yaratılabilirdi. Tebrik edelim kendimizi, milletimizi, devletimizi. 8 yaşında bir çocuğun en sevmediği şey nasıl tülbent olabilir?!? Biri bana bunu açıklayabilir mi? Ya da bi çocuk annesini resmederken türbanının belli olup olmamasına neden takılır?

İçim acıdı, midem bulandı. Bizi nasıl günler bekliyor?

Bir de yarış atı mevzusu var.

Sabah otobüste arkamda oturan anne kız. SBS'ye gidiyorlar sanırım. Anne kıza "sonuna kadar güveniyor"muş. En az 450 almalıymış. Kız 400 olsa bari diyor. Tamam 430'da anlaşalım diyor anne. Nasıl bir psikolojiye sokuyor kızını farkında değil. "Sana güveniyorum" gibi masum gözüken ifadesiyle bile çocuğa sorumluluk ve başaramadığı takdirde suçluluk yüklediğinden bihaber.

Etkinlikte de yapmaktan en çok hoşlandığı şey test çözmek olan bir hanım kızımız vardı. Ben ki yarış atlığının en ateşli evrelerinden geçmişimdir, 2. sınıftayken test çözmek bana bile uzak bir kavram.

Bu yarışlardan nispeten uzak annelerin yetiştirdiği çocuklar böyleyse, bizim kuşağın çocukları ne halde olacak düşünmek istemiyorum.

2 yorum:

Onur ŞATIR dedi ki...

En sevmediği şey "tülbent" olan bir çocuk... Halimiz duman valla.

Yarış atı meselesine gelince: Geçen sen dershanede çalışırken, bir anne 4. sınıfa giden kızı için Pazar günü sabah 8e etüd yazdırmıştı bana. Ablacım, yapma etme, bu çocuğa etüd ne gerek; hadi gerek sabahın köründe ne gerek diye ne kadar dil döktüysem de Nuh dedi Peygamber demedi.

Kızcağız geldi; gözlerinden uyku akıyor. Bir şey anlayacak halde değil ki. Bir iki bişi baktık. Sonra dedim "koy kafayı masaya, uyu". Bir güzel uyudu ufaklık:)) Dedim ki "Bu seninle sırrımız olsun:)" O kadar sevindi ki ufaklık:))

Kızcağız acayip de zeki ha; ne sorsan söylüyo; ne etüdü.

İyi yapmışım değişl mi?:))

neş'e dedi ki...

üniversite sınavına hazırlıkla başlayan yarış atlığı artık ilkokul birlere kadar inmiş.. işin kötüsü sadece yarış kısmı değil düpedüz "at" oluyor bu çocuklar sonraları.. at gözlükleriyle dolaşıyorlar ortalıkta. çünkü öğrendikleri her şey tek bir doğrultuda oluyor mecburen. girecekleri sınava hizmet edecek şeyleri öğrenmek umurlarında oluyor sadece. ööyle dümdüz insanlar.

erkan oğur demişti bir konserinde belki daha önce söylemişimdir. "bu türküyü hakkını vererek okuyamayacağım, çünkü eğitim insanı düzleştiriyor" diye. aynen öyle.

 
naeknhu © 2008. Design by Pocket