kapısı kilitli eve girmekten nefret ediyorum. yani anahtarla girmek değil de, anahtarı çevirdiğimde o "klik" sesini duymak ve evde kimse olmadığını anlamak beni acayip bir hüzne sürüklüyor. bulutların üstünde olsam bile o anda yere çakılıyorum.
sanırım bilinçaltına yerleşmiş çocukluğumu anımsıyorum. ben hiçbir zaman içinde anne olan bir eve girmedim çünkü. eve ilk giren, dolayısıyla o "klik" sesini duyan, buz gibi eve girince kombiyi/sobayı açan hep ben oldum. evde kimse yokken yazın ortasında bile üşümem bundan belki. tamamen psikolojik. yalnızlığı sevmemem de.
belki hayattan en büyük isteğimin "kendi çocuğunu kendi büyüten bir anne olmak" olması da bundandır. belki en büyük istek için biraz fazla sığ, ama böyle. hayatta beni en çok mutlu edecek şey bu.
tanrım, ne kadar duygu sömürüsü kokan bir yazı oldu
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
ilkokul 2. sınıftan beri cebinde iki anahtar bulundurma sorumluluğu olan birisi olarak hiç yabancı gelmedi bana bu yazı. :)
ama ben böyle ifade edemezdim herhalde. zihnine, eline sağlık.
iki anahtar..
sonunda anladım sanırım neden iki anahtar olduğunu. sen benden daha önce çok daha güzel ifade etmişsin meğer.
sana verecek haberlerim var ama buradan verip de şansımızı azaltmak istemem :)
buram buram sömürü kokusu
Yorum Gönder