9 Ağustos 2010 Pazartesi

9 Ağustos 2010 Pazartesi
O kadar zaman uğramayıp bir parmak bal çalmakla olmaz di mi? Fena halde kaçak oldum, farkındayım. Bunun en büyük nedeni iş yerimde internetimin olmayışı. Başlarda isyan edip özgürlüğümün kısıtlandığını düşünüyordum. Şimdiyse internetsizlik bir şeylere yoğunlaşmamı kolaylaştırdığından eskisi kadar şikayetçi değilim.

Havalar çok fena blogcan. Bizim doğal klimalı evceğzimizde bile nefes alınmıyor. Baş ağrım hiç dinmiyor. Artık ilaç kutum da var, gelsin majezikler gitsin apranaxlar. Bak şekerim, bunlar analjezikler. Öğren bunları :)

Düşünüyorum yakın zamandan başlayarak geçmişe doğru. Sahi dün ne güzeldi. Mevlevi ayiniyle başladı, J'adore'la devam etti. Ardından Süleymaniye, Darüzziyafe... Yenikapı Mevlevihanesine 3 sene kadar önce gitmiştim. Restore ediliyordu. Hala tamamıyle açılmamış. Çemberlitaş'ın bi türlü bitemeyen restorasyon çalışmalarından sonra, buna da çok şaşırmamak lazım.

Öncesinde biri maddi biri manevi iki hayırlı iş oldu. Manevi olana çok hayırlı diyelim de ayrılsın :)

Melih amcam pek çok güler yüzlü anıyla birlikte Hakk'a yürüdü. Mekânı cennet olsun. Kaybettiğimiz zamanlara üzülmek kaldı bize...

Gezilerde nerede kalmıştık hatırlamıyorum; Altınoluk, Kandıra, Bozcaada eklendi... Saros eylüle kaldı.

***

Artık hafta sonları sabahın 7'sinde uyanmamaya başladım, şaşılacak şey. Ama bu durumdan memnun değilim.

***

Geçen gün elime baktım; cüzdanım ve telefonum vardı elimde... Tanıyamadım. İyi ya da kötü değil, enteresan... Eskiden koca insan dediğim 25 yaş şimdilerde ne küçük geliyor! Zaman ne hızlı akıp gidiyor!

Ve hiçbir şeye değmiyor. Alınmalara, gücenmelere, kendine hayatı zindan etmelere, duyguları içe gömmelere... Kötü anılar o kadar kolay uçup gidiyor ki, büyütüp büyütüp altında ezilmelere hiç gerek kalmıyor. Ağlayarak yaşadığın geçmiş her zaman gülümseyerek anılıyor.

0 yorum:

 
naeknhu © 2008. Design by Pocket